Fenerbahçe
Fenerbahçe Siteleri
Fenerbahçe Resmi Sitesi
İÇİNDEKİLER
***BİLGİLER
***BAŞKANLARIMIZ
***KADIKÖY FUTBOL KULÜBÜNDEN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜNE KADAR
***FENERBAHCE FUTBOL TAKIMI'NIN İLK KADROSU
***KURULUŞU TESCİL OLAN İLK TÜRK KULÜBÜ FENERBAHÇE
***İSTANBUL ŞAMPİYONLUĞU LİGİ
***İLK NAMAĞLUP ŞAMPİYONLUK
***FENERBAHÇE'NİN İLK ROZETİ
***İŞGAL YILLARI VE O YILLARIN GURURU FENERBAHÇE
***ATATÜRK VE ''FENERBAHÇE''Sİ
***STAD MÜLKİYETİNE SAHİP İLK SPOR KULÜBÜ FENERBAHÇE
***SON
***KADROLARIMIZ (65-66-67-68-69-70-71-72-73-74-75-76-77)
***STADYUMUMUZUN TARİHÇESİ (08-15-29-47-48-50-52-82-00-01)
***İLKLER
***ENLER
***ANTRENÖRLERİMİZ
***ŞAMPİYONLUKLAR
***GOL KRALLARIMIZ
***FENERBAHCE MARŞI
BİLGİLER
* Kuruluş yılı: 1907 gresmi:1899
* Kurulduğu Yer: İstanbul Moda'da Beşbıyık Sokağı 3 numaralı evin alt katı.
* Kurucular: Nurizade Ziya Songülen Bey Osmanlı Bankası memuru Ayetullah Bey
Bahriye Mektebi talebesi Necip Okaner Bey
Asaf Beşpınar Bey
Enver Yetkiner
Fatih Rapid ve Ahmet Egitek tarafından kurulmuştur.
* İlk Başkan: Nurizade Ziya Songülen
* Renkleri: Sarı Lâcivert (ilk sarı beyaz)
BAŞKANLARIMIZ
Kadıköy ve Fenerbahçesi;
İstanbul’un Kadıköy yakası; Allah’ın yeryüzünü yaratırken kesinlikle ayrıcalıklı davrandığı bir eşsiz yöre... Tarihlerin henüz 1900 yılına ulaşmadığı İstanbul’da
Kalamış’ıyla
Fenerbahçe’siyle Caddebostan’ı Suadiye’si Moda’sı ile adeta bir rüya beldesi... Göz alabildiğine bomboş arsalarla yemyeşil çayırlara sahip bu yörede
doğanın insanları spor yapmak için sanki teşvik ettiği yıllar...
Ve de İstanbul’un silüeti deniz üzerinde uzaklardan perde perde yansıyıp dalgalanırken
Fenerbahçe Burnu’nda yanıp sönerek yol gösteren bir fener Türk sporuna önderlik edeceği bir kulübe sembol olmanın da gururu içinde
Adalar’a
Marmara’ya
daha da ötesi uzak yıllara doğru aynı şevkle ışık saçacağı günlerin özlemi ile çakıp durmaya başlamıştı sanki... Ve de Kadıköy
o dönemlerde en güzel semti olan Fenerbahçesi’nin bağrından çıkaracağı takımını önce yakınlara
sonra da yarınlara armağan edeceği günleri bekliyordu gayri...
Kuşdili Çayırında İlk Futbol Oyunu;
İlk futbol oyununun bugünkü anlamıyla ilk kez 1823 yılında İngiltere’de oynanmaya başlamasının üzerinden neredeyse yıllar ve yıllar geçmişti. Nihayet tarihler 1890’lı yıllara ulaştığında
Moda’da oturan İngiliz’ler de bu aaaifli spordan iyice etkilenmiş ve o yemyeşil arsaların bulunduğu Kadıköy’ün geniş alanlarında
futbolu oynamaya başlamışlardı. Seyri çok aaaifli bu oyunun
çevredeki Türk gençlerinde de ilgi uyandıracağı ve de bu sporu onlara sevdireceği pek tabii idi ve hatta da kaçınılmazdı. Ama ne var ki
o sıralarda süren monarşi rejimi nedeniyle Müslüman Türkler için cemiyet kurmanın ve hatta mevcut cemiyetlere dahi üye olmanın yasak olmasından dolayı
Kadıköy Çayırlarında top koşturan İngiliz gençlere yine ancak Rum gençleri eşlik edebilmekteydi. Yine de
hemen her akşamüstü bilhassa Kuşdili Çayırında yapılan bu futbol maçları ya da antrenmanları
Kadıköy halkının büyük bir kesiminin ilgisini çekmekte
genellikle akşamüstleri zevk için de olsa oynanan bu futbol oyunu için
Kalamış’tan
Moda’dan
Kuyubaşı’ndan
ve hatta Haydarpaşa civarlarından gelecek öbek öbek halkı
gününe ve hava durumuna göre küçük ya da büyük kümeler halinde bu oyunu seyretmeye yöneltmekteydi.
Kadıköy halkının ekserisi ikindi sularında ayaklanır günlerden Cuma ve Pazar değilse yani Kurbağalıdere’nin kenarındaki salaş tiyatroda Komik Hasan’ın tuluat kumpanyası oynanmıyorsa Kuşdili Çayırı’na doğru yola koyulurlardı. Yok
eğer günlerden Cuma ya da Pazar ise de
Moda’ya doğru ya da şimdiki Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu Papazın Çayırı’na doğru yola koyulurlardı. Omuzdaş kılıklı
burma bıyıklı tüylü tüysüz gençler
yanlarında boy boy çocuklarla hanım nineler ve de orta yaşlı hatunlar
Arap bacılar
ahretlikler
kahvede pineklemekten usanan efendi kişiler
burada çayırı çepeçevre kuşatır
kadınlar getirdikleri kilimleri yayarlar
erkeklerin kimi toprağa bağdaş kurar
kimi büyükçe bir taşa oturur
kimi ayakta dururdu. Sucusu
dondurmacısı
kağıt helvacısı
simitçisi
baloncusu
Eyüp oyuncakçısı velhasılı satıcıların her çeşidi burada arzı endam eyler
burayı adeta panayır yerinden farksız kılardı. Ortadaki saha olacak alanda ise
kapı gibi gövdeli
başları açık
renk renk gömleklerinin kolları sıvalı
göğüsleri fora
bacaklarından dizkapaklarına kadar şortlu bir alay adam soluk soluğa koşuşurlar
birbirlerine çarpıp çarpıp
alt alta üst üste mecelleşirler
güya da top oynarlardı. Oynanan bu futbollardan örnek alan bazı gençler
Kadıköy’ündeki arsalarda ya da geniş çayırlarda onlar gibi top oynamaya heveslenir
karman çorman bir biçimde
bir harradır bir gürradır gider
topa en çok vuranla onu en havalara yükselten erbab sayılırdı. Ne var ki bir süre sonra
bir başka deyişle 1900’lü yıllara iyice yaklaşılmasıyla birlikte
Moda’da oturan İngiliz gençlerinin artık modern futbolu oynamaya başlamaları ve dolayısıyla da oynadıkları futbolu daha seyredilir bir halde sunmaları
kendilerini hayran hayran seyreden Kadıköy’lü gençlerin yüreklerinde birtakım kıpırdanmalara sebep oluyor
onlar gibi organize bir takım kurma isteklerini ise
vazgeçilemez bir tutkuya dönüştürmeye başlıyordu.
Kadıköy Football Association ;
1890’lı yıllarda İstanbul Moda’da yaşayan İngiliz ailelerinden La Fontaine Giraud
Whittall
Charnaud
Pears
Armitage aileleri Kadıköy ve Moda’nın çayırlarında kendi aralarında bu oyunu yeni yeni oynamaya başladıklarında
İzmir’de yaşayan İngiliz aileleri
Bornova çayırlarında bu oyunu çoktan oynamaya başlamışlardı bile. Zira sosyal ve idari bakımdan payitaht İstanbul’a uzak ve rahat iki şehir olan Selanik ile İzmir
1870’li yıllarda Osmanlı’nın futbol oyunu için ilk taraftar bulduğu toprakları oluyor
futbol oyunu o dönemlerde dini inançların da etkisi ile Müslüman Türkler arasında gelişemediğinden
böylece de Osmanlı toprakları üzerinde ilk defa gayrimüslim ve levanten (ülkede yerleşmiş bulunan yabancı uyruklu) vatandaşlar tarafından oynanıyordu.
Moda’da futbolla tanışan ilk ailelerin İstanbul’da İngiltere elçiliği personeli görevlileriyle aralarında yaptıkları maç rekabetini 1894 yılında İzmir’de “Football Club Smyrne”nin kurulması ile birlikte İstanbul - İzmir rekabeti izlemeye başlıyordu. İzmir’de futbolun öncülüğünü yapan James La Fontaine
1889 yılında İstanbul’a yerleştiğinde
Kadıköy’de İngilizlerin futbol-rugby karışımı bir oyun oynadıklarını görmüş ve onlarla kısa zamanda dostluk kurarak
daha iyi bildiği futbol oyununu onlara kabul ettirmişti. Tarihler 1897 yılını gösterdiğinde
James La Fontaine ve arkadaşları Kadıköy yakasında ilk kez bir futbol takımı olarak Kadıköy Football Association adı altında toplanıyor
takımı oluşturan İngiliz
Rum
Ermeni gençleri
genelde İstanbul’a sefere gelen İngiliz gemicilerle oynadıkları oyunlarını Kadıköy’ün çayırlarında sürdürüyor
ve her akşamüstü (ilk bölümde geniş bir biçimde sunduğumuz) o kalabalık izleyici kitlesine de seyrettiriyorlardı. Bu müsabakalar halkın öylesine ilgisini çekmişti ki “Football Association” takımı
iki yıl içerisinde “İzmir Karması” ile karşılıklı olarak futbol maçları yapmaya yönelmişti.
“BLACK STOCKING FC” Kuruluyor ;
Ne var ki Sultan 2. Abdülhamid’in padişahlığının sürdüğü o dönemde
mevcut monarşi rejiminin korunması amacıyla Türk gençlerinin dernek kurmaları yasaktı. Bu durum ise
yabancı ve azınlıkların top koşturdukları kendi topraklarında futbol oynamanın imkan ve zevkinden mahrum olan ve onların aralarına karışarak oynamak istedikleri bu cazip oyunu ancak gıpta ile seyretmekle yetinen Kadıköylü Müslüman Türk gençleri arasında
sadece üzüntü değil aynı zamanda tabii ki öfke ve hırs da uyandırıyordu. İşte her türlü tehliaaai göze alan bu gençlerden
deniz öğrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan)
eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali ile
Kuşdili’nde Papazın Çayırı adı verilen topraklarda meşin yuvarlağa vuruşlar yapan arkadaşları bu özlemin sona ermesini amaçlıyorlar
ve 1899 yılında da
devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak ve hışımlarından korunmak amacıyla bir İngiliz adı altında Black Stocking FC (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü) ‘nü kuruyorlardı.
Ancak siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile Türk gençlerinin oluşturduğu bu ilk Türk spor ve futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğruyor ve hemen dağıtılıyordu.
1899; Fenerbahçe’nin Gerçek Kuruluş Yılı
Burada dikkati çeken en önemli nokta; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Black Stocking FC ismi altında 1899 yılındaki bu ilk girişimindeki öncülük yapan gençler ile ilerideki yıllarda kurulacak olan Kadıköy Futbol Kulübü (1902) ve Fenerbahçe Futbol Kulübü (1907) ismi altında toplanan gençlerin genelde aynı kişiler olacağıydı. Dolayısıyla FENERBAHÇE KULÜBÜ kuruluşunu gayri resmi olarak 1899 yılında gerçekleştirmiş
ne var ki iki kez kapatılmaları nedeni ile faaliyetlerine
ancak resmi kuruluş yılları olan 1907 yılında geçebilmişti. Görülen odur ki; Black Stocking F.C. ya da Kadıköy Futbol Kulübü isimleri
amaç karşısında birer araçtırlar.
Ayrıca İstanbul’da kurulan futbol kulüplerinin listeleri incelendiğinde de; Moda Futbol Kulübü (1896) Cadi-Keuy Football Club (1899) ve Imogen (1900) takımlarının İngiliz uyruklular tarafından
Elpis (1900) takımının Rumlar tarafından
Black Stocking (1899)
Beşiktaş
Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin ise Osmanlı uyruklular tarafından kurulmuş oldukları da zaten görülmektedir
KADIKÖY FUTBOL KULÜBÜ Kuruluşu
Ama yine de aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençlerin bir bölümü
aralarına yeni katılanlarla beraber Kurbağalıdere Köprüsü’nün hemen yakınındaki (şimdiki stadyumun karsısında) Hurşit Ağa’nın kahvehanesinde muntazaman toplanıyor ve 1901 yılında da
bu kez isim de değiştirerek Kadıköy Futbol Kulübü ismindeki bir yeni takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiye
yaşadığı yakın tarihi
yazılarında bütün ayrıntıları ile canlandıran üstad Sermet Muhtar Alus’un
1951 senesinde Tarih Hazinesi Mecmuası’na yazdığı “Kadıköyü’nde İlk Futbol” isimli makalesinde rastlıyoruz ;
(Aslı gibidir) : “ Zamanın musiki üstadı Sine Kemani Nuri Bey’in anlatışına bakılırsa futbola meraklı ilk Türk gençleri bir kulüp kurmağa
daha bir derli toplu birleşmeye karar vermişler. Çok geçmeden arzularını yerine getirmiş
elbiseyi de seçmişler; gömleğin göksü
yakası
kol kapakları beyaz
öbür tarafları kırmızı
pantolon keza beyaz. Kuşdili Papazın çayırlarında kendi aralarında maçlara girişmişler. Moda’daki İngilizlerden
Rumlardan mürekkep (oluşan) takımın derecesine erişmek
onları yenmek baş emelleri(en büyük arzuları). Eski cimnastikçi ve idmancılardan Sine Kemani Bay Nuri’nin rivayetine göre
ilk oynayanları sayalım: Kendisi(Nuri Bey)
Emced Bey
Mehmet Ali ve kardeşi Neşet Beyler
Reşat Danyal Bey
Hafız Mustafa
Topçu zabiti Cevdet Bey
Eşref Bey
Hüsnü Paşa zade Bahriyeli Fuat Bey
Mekteb-i Sultani’li Daniş
Tahsin (Şair Tahsin Nahit) Bey
Sarı Şevki.
Haftalık Malumat Mecmuası sahibi Baba Tahir’in yevmi (günlük) Fransızca Servet Gazetesi bu maçlara dair teşvik yollu bir yazı neşretmiş. Fırsatı kaçırmayan namlı hafiyyelerden (gizli görevli polis) biri
Sultan Hamid’e hemen jurnali(haberi) uçurmuş: “ Kadıköy gençleri
Veliahd- i Saltanat Reşat Efendi (Sultan Reşat)’nin himayesinde (korumasında) bir cemiyet teşkil eylemişlerdir (oluşturmuşlardır). Beray-i ubudiyet (kulunuz olarak)
nazar-ı dikkat-i hümayunlarınızı celp ederim (padişahımın dikkatlerini çekerim). Ferman.”
Ve tabii ki yine rejim ve futbolun haram sayılması nedeniyle dini baskılı
ancak daha sıkı hafiye baskısı sonucunda da zaptiye teşkilatının baskınıyla bu girişimler de yine engelleniyor ve Kadıköy’lü gençler bir kez daha dağıtılıyordu. Ne hazin bir kaderdir ki
Olimpiyatların Atina’daki açılış gününe rastlayan 6 Nisan 1896 tarihinde Tatavla (Kurtuluş)’da bir gurup Rum vatandaşımızın teşebbüsüyle “Tatavla - Heraklis Jimnastik Kulübü” şaşalı bir biçimde tabii ki de kurulurken
ondan iki yıl sonra tamamen Türk gençlerinden oluşarak kurulmaya çalışılan “Kadıköy Futbol Kulübü” mevcut rejim nedeniyle hemen kapatılıyor
kurucuları ise sürgün edilmekten zor kurtuluyordu. Bu durum Türk sporunun kulüpler yolundaki gelişimini en az 5 yıl geciktirecek ve yurdumuzda futbol ağırlıklı sporun temeli de
yabancı egemenliği ve anlayışı ile atılacaktı.
İşte İstanbul’da hem Pera yakasında hem de Kadıköy yakasında oturan ecnebi (levanten) ve gayrimüslim vatandaşlarımızın
törenlerle kurdukları ilk kulüplerinin yaşama hakkını elde etmelerine karşın
yine kalpleri spor aşkı ile çarpan Kadıköy’lü Türk gençlerimiz tarafından girişilen her iki cesurane teşebbüsün gerçekleşememesi
onların içindeki bu ateşi söndürmüyor
aksine
Kadıköy’de bir futbol kulübü kurmalarına hiçbir kuvvetin engel olamayacağı gerçeği ile
daha henüz ismi bile belli olmayan ve fakat ki Kadıköy’ün bağrından çıkacak ve gelecekte milyonlarca taraftara sahip olacak bir kulübü kurmaları için
sadece sayılı yılların kaldığını da sanki artık iyiden iyiye hissediyorlardı.
Kadıköy’de Kuruluşu Bekleyiş ;
Güneş 1900’lerle henüz tanışmış. İstanbul’un her semti aynı sıcaklıkta aynı cömertlikte aydınlanırken
Kadıköy yakasında gökyüzü hep puslu
sanki her dem kapalı gibi. Kuşdili Çayırı mahzun
Papazın Çayırı solgun gibi. Fenerbahçesi’nde bahçeler çiçeksiz
köşklerinde kanaryalar suskun
güllerle bülbülleri küs gibi... Zira
içleri spor aşkı ile yanan Türk gençlerinin Kadıköy’de kulüp kurma istekleri “saray”ca iki kez engellenmiş
levanten ve gayrimüslim vatandaşlarımızın aynı isteklerine aynı saraydan izin çıkarken
Kadıköylü gençlerimiz sarayın rejimine karşı iki kez yenilmiş gibi. İşte bu nedenledir ki
gayri tüm Kadıköy halkı suskun
biraz da yaralı
Kalamış’ta esen rüzgar bir mahzun
Fenerbahçesi’nde çakan “Beyaz Fener” bir mahzun gibi. İşte bu nedenledir ki ; galip
sanki bu yolda mağlup gibi...
Ve de deniz üzerinde İstanbul’un silüeti karşı uzaklardan perde perde sahile akarken
“ışıksız FENER
çiçeksiz BAHÇE ” misali biçare yarımada
mahzun bir eda ile karşı sahilindeki sarayın ufuklarına doğru bakıp bakıp kuruluş izninin çıkması hayali içinde “ Bu memlekette bir gün sabah olursa Haluk. ” mısralarını yüreği yaralı fakat gönlü ümitle dolu bir şekilde sanki okur da
devlet kapusundan da medet bekler gibi...
İSTANBUL’DA İLK “FUTBOL LİGİ” GÜNLERİ
Evet istibdat ; bir başka değişle o dönemki mevcut “ mutlak hakimiyet ” rejimi
yurdumuzda cemiyet kurmak ya da bu bünyede spor yapmak hakkını Türklere yasak etmekteydi. İşte sırf bu nedenle
Fuat Hüsnü (Kayacan) Bey ve tamamen Türk gençlerinden oluşan arkadaşlarının Fenerbahçe Spor Kulübü’müzü kurma teşebbüsleri
gerek 1899 yılında Türkçe isim vermeden bir İngiliz ismi altında kurmak istedikleri “Black Stocking F.C./Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü” olsun
ve gerekse de 1902 yılında bu kez isim değiştirerek kurmak istedikleri “Kadıköy Futbol Kulübü” olsun
sarayca engellemişti. Bu durum ise
ülkemizde kurulan ilk spor kulüplerinin yabancılar ile gayrimüslimler tarafından oluşmasına sebep olacak
Türk sporunun kulüpler yolundaki gelişimini ise en az 5 yıl geciktirerek
yurdumuzda futbol ağırlıklı sporun temelinin “yabancı egemenliği ve anlayışı” ile atılması neticesini doğuracaktı .
Nitekim Kadıköy Futbol Kulübü’nün mevcut bu rejim nedeniyle hemen kapatılarak dağıtılmasının ardından
1902 senesinde James Lafontaine ile Horace Armitage isimli kişiler hemen hemen tamamı İngiliz’lerden oluşan “Cadıkeuy Football Club“; (Kadıköy Futbol Kulübü) isimli futbol takımını kuruyor ve kuruluşunun iznini de alıyordu . Bunu
1903 senesinde Moda’da oturan İngiliz gençlerin “Moda Football Clup”
1904 senesinde de Kadıköylü Rum vatandaşların “Elpis(Ümit)Futbol Takımı”nı kurmaları izliyordu. Aynı yıl İngiliz elçilik gemisi “İmogene” nin de aynı isimde bir futbol takımı kurması üzerine
Türkiye’deki ilk lig organizasyonunu gerçekleştiren James La Fontaine
1904 senesi sonbaharında “Constantinople Football Liege” ( İstanbul Futbol Ligi ) adı ile İstanbul’daki ilk futbol ligini kuruyordu.
Cadıkeuy (Kadıköy) Moda
Elpis ve İmogene takımlarının oluşturduğu ligdeki organizasyon olan “Pazar Ligi” ismi altında yapılan bu maçlar
bugünkü Fenerbahçe Stadının bulunduğu Papazın Çayırı’nda sürüyor ve halk tarafından da büyük bir ilgi ile takip ediliyordu. 1904 tarihindeki ilk Pazar Ligi şampiyonluğunu İmogene Takımı
1905 yılındaki ikinci Pazar ligi şampiyonluğunu ise Cadıkeuy (Kadıköy) Futbol Takımı kazanıyordu. Tarihler 1905 yılını gösterirken
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öğrencileri tarafından okulun çatısı altında kurulan Galatasaray Futbol Takımı
Kadıköy’deki Papazın Çayırı mevkiinde Kadıköy Frerler Mektebi (Saint Joseph) takımı ile maçlarına başlıyor ve 1906 yılından itibaren de İstanbul Futbol Ligine resmen katılıyordu.